
Kekemeliğin sebepleri, nörolojik, psikolojik, gelişimsel olarak sınıflandırılır.
• Psikolojik Kekemelik: Yaşanan travmalardan sonra (cinsel istismar, ölüm) kekemelik başlayabilir.
• Konuşurken kelimeleri hecelemek.
• Bir sonraki kelime söylenirken zorluk çekmek.
• Kelime ve harfleri gereksiz uzatmak.
• Konuşurken kaygı duyma ve yüzün ve vücudun aşırı gergin olması.
• Çevresindeki bireylerle iletişim kurmada güçlük çekme vb.
• Sosyal, iş, okul hayatında başarısızlık.
• Özgüven eksikliği.
• Zorbalığa uğrama, alay edilme.
• İnsanlarla iletişim kurmaktan utanma, çekinme ve kaygılanma vb.
• Çocuğunuzla konuşurken sözünü kesmeden, acele etmeden dinlemeniz gerekir.
• Sabırlı olarak çocuğunuzun cümlesini tamamlamasını bekleyerek, konuşması için yeterli vakti olduğunu hissettirmeniz gerekir.
• Çocuğunuza bu durumun stres ve kaygıdan kaynaklı olabileceğini anlatarak, geçecebilecek bir durum olduğunu konuşmanız ve onu rahatlatmanız gerekir.
• Dil ve Konuşma Terapisi: Kişinin kekemeliğine yönelik ses, hece ve sözcükler arasında yumuşak geçişlerin sağlanmasını, nefes koordinasyonuyla ile konuşmanın akıcı bir hale gelmesini sağlar.
• Bilişsel Terapi: Kekemeliğin sebep olduğu özgüven problemi, stres, sinir gibi psikolojik rahatsızlıkların çözüme kavuşmasını sağlar.
• Elektronik Aletler: Konuşma akıcılığının arttırılması için terapist tarafından seçilen elektronik alet ile uygulanan tedavi yöntemidir.
• İlaç Tedavisi: Depresyon, anksiyete tedavisinde kullanılan ilaçlar ile kekemelik tedavisine etki edilmesidir. Fakat kekemeliğin tedavisinde kabul gören direkt bir ilaç mevcut değildir.
• Aile- Çocuk İlişkisi: Ebeveynlere, kekemelik tedavisinde nasıl yaklaşılması ve davranılması gerektiği hakkında eğitim verilmesidir.
• Hipnoterapi: Kekemeliğin oluşmasını sağlayan psikolojik nedenlere, bilinçaltına inilerek terapi süreci oluşturan bir yöntemdir.
Kekemelik sorununda hipnoz terapi ve tedavisinin amacı kişinin yaşamını olumsuz etkileyen bu probleme yönelik bilinçaltında yer olan olumsuz duygu ve düşünceleri düzenlemektir.
Kekemeliğin sebebi genellikle kişinin yaşadığı olumsuz bir yaşantıya dayanır. Bu olumsuz yaşantı esnasında kişi korkar, gerilir, nefes kontrolünü kaybeder ve kekemelik sorunu başlar.
Hipnoz terapisinde, kekeme bireylerde genel olarak gözlemlenen, diğer insanlarla iletişim kurarken oluşan kaygı, korku, göz teması kuramama, yanlış nefes alıp verme ve özgüven eksikliği üzerine çalışılır. Hipnoz, bilinçaltına inilerek bireyin yaşadığı kekemelik sorunun kaynağının bulunmasını sağlar.
Hipnoterapist, danışan hazır hale geldiğinde, danışanın, kekemeliğine sebep olan travmanın yaşandığı ana gitmesini sağlar. Travma esnasında yaşadığı olumsuz duygulara yönelik verilen telkinlerle bilinçaltında olumlu duygu ve düşüncelerin oluşması sağlanır.
Danışanın kekemeliğinin oluştuğu andaki travmaların çözümlenmesinin haricinde kekemelik sebebi ile sonrasında yaşadığı olumsuz anı ve yaşantılarının, bunlara bağlı olarak oluşan korku ve kaygılarının hipnoz seanslarında olumlu telkinlerle çözümlenmesi sağlanır.
Böylece danışan, yaşamında travma haline gelen olaylardan arınarak, yaşama daha olumlu duygu ve pozitif düşüncelerle bakmayı öğrenmiş hale gelir.
Özetle hipnoz aslında iradeyi yönetmek demektir. Danışanın yapmak ve söylemek istemeyeceklerini yaptırıcı ve söyletici bir olgu değildir. Bilimsel bir yöntemdir, yan etkisi yoktur. Uzun süredir psikolojik sorunların tedavisinde kullanıldığı gibi kekemelik tedavisinde de kullanılan, kısa süreçte problemi çözümleyici, iyileştirici etki gösteren bir yöntemdir.