
Yeme bozuklukları, yemekle ilgili duyguların ve düşüncelerin kişiye ciddi anlamda rahatsızlık vermesiyle ortaya çıkıp sağlığa zarar verecek şekilde yetersiz ya da aşırı yemek yeme durumudur. Kişinin bedeni, duygusal ve sosyal hayatı yeme davranışındaki anormallikler nedeniyle zarar görür.
Yeme bozukluğu, kişinin seçerek edindiği bir durum değildir. Depresyon, kaygı, öfke, stres gibi duygularla başa çıkmaya yarayan bir mekanizma ve bu duyguların dışa vurmuş halidir.
• Kişinin bir anda aşırı yemek yemesi ya da yemesini aşırı kısıtlaması.
• Yemek sonrası kusma, ağır egzersiz yapma.
• Büyük derecede vitamin kaybetme.
• Sık sık yediklerinin kalori hesabını yapma.
• Yemek yedikten sonra suçlu hissetme.
• Yemek yenilen sosyal ortamlardan kaçma.
• Sürekli kilo sohbetlerinden bahsetme olarak sıralayabiliriz.
• Kilo almamak için kendisine ağır gelen egzersizler yapmak, kabızlık gidericiidrar söktürücü ilaçlar kullanmak.
• Kendini değerlendirirken vücut kitle endeksi normal olsa bile bu durumdan olumsuz etkilenmek.
• Blumia nervoza rahatsızlığı, aşırı yeme ataklarından sonra bireyin yediklerini kusmasıdır. Buradaki amaç bireyin yine zayıf bir bedene sahip olma isteğidir.
Bireyin kısa bir sürede normalden çok daha fazla miktarda yiyecek tüketmesi ve bu esnada kontrol kaybının yaşanmasıyla ortaya çıkan bir yeme bozukluğudur. Duygusal stres bu süreçte önemli bir rol oynayıp tıkanırcasına yeme dönemini etkiler. Birey, tıkanırcasına yediğinde rahatlama hissedebilir fakat bu rahatlık hissi daha sonrasında utanç veya kontrol kaybı yerine geçer.
Birey de birçok farklı belirti ile ortaya çıkar. En büyük belirtisi bir anda gelen ve normalden iki üç kat daha fazla yemek yenmesine neden olan ataklardır. Diğer belirtiler ise şunlardır:
• Atak esnasında yemek yeme davranışının durdurulamaması.
• Atak esnasında yenilen yemekleri normal yeme hızından çok daha hızlı bir şekilde tıkarcasına yemek.
• Bireylerin aşırı yeme sorunundan utandıkları için kendilerini yalnızlaştırması.
• Yeme davranışı sonrasında kişinin kendinden tiksinmesi ve suçluluk duymasıdır.
• Genetik faktörler (aile bireylerinde yeme bozukluklarının olması).
• Kişide özgüven eksikliğinin olması nedeniyle besinleri bir sığınak olarak görmesi. Kendileriyle ilgili memnuniyetsizliklerini aşırı yemek yiyerek kapatmaya çalışması.
• Bireyin çocukluk çağında anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumları yaşaması nedenler olarak gözlemlenebilir.
• Tehlikeli diyet davranışlarını daha sağlıklı yeme işlevine dönüştürmek.
• Vücut ağırlığı, diyete yönelik bozuk davranış biçimlerini değiştirmek, aşırı yeme ve daha sonrasında yediklerini çıkarma sorunları ile mücadele etmektir.
Yeme bozukluklarında yapılan bazı araştırmalar sonucunda hipnoz tedavisi ile yeme keyfini çıkarmak ve tokluğu azaltmak için yapılan telkinlerle anoreksia hastalarının yarısından çoğunda önemli iyileşmeler sağlandığı gözlemlenmiştir. Bazı klinik vaka raporları, hipnozun hastaların kendi kendilerini kontrol etmelerini arttırdığına dair ipuçları vermiştir. Yapılan araştırmalar ve klinik vaka raporları, hipnozun hem blumia hem anoreksia rahatsızlığı için yararlanabilecek bir yöntem olduğunu düşündürtmektedir.
Hipnoz, zorlu duygularla başa çıkma, mücadele etme, onları kabullenme gibi durumların yanı sıra aşırı yeme üzerinde bir kontrolün sağlanmasında da etkili olan bir tedavi biçimidir. Yeme bozukluklarında, hipnoz, kendi kendini kontrol duygularını geliştirmek, hakimiyet olgusunu genişletmek, gerçekçi bir biçimde vücut farkındalığının oluşumunu desteklemek içinde kullanılmaktadır.
Yeme bozukluklarının tedavi yöntemlerinde daha öncede öne çıkan davranışsal ve bilişsel davranışsal tedavi yöntemleri ilk klinik araştırmalarda kullanılmıştır. Bazı araştırmalar hipnozu bilişsel davranışçı unsurları da içeren yeme bozuklukları tedavisi ile bütünleştirmiştir.
Hipnoterapistler, seanslarda sorgulama yöntemiyle aşırı yemek yeme, sonrasında yediklerini çıkarma döngüsünün yapısını açıklamak için aşağıdaki durumlara değinir:
1) Hasta aşırı yeme krizlerinden sonra yediklerini çıkarma eylemi gösterir. Bu eylem bireyin kaygı duygusunu azaltır, kendisini rahatlatır.
2) Aşırı yemek yeme sonucunda ortaya çıkan suç, utanç ve olumsuz duygular ağır bir diyete başvurma kararıyla azaltılır. Bireyin diyet kurallarından herhangi bir fire vermesi bütün kontrolün kaybolacağı anlayışına yol açar ve son olarak kontrolsüz yemek yeme, diyet yapma ile ilgili kaygı, endişe artar böylece kendi kendini yıkım döngüsü tamamlanmış olur.